Herkese selamlar. Bugün çok önemli 2 kavramın üstünde durmak istiyorum. Jüri olduğum veya projeler dinlediğim çeşitli ortamlarda sıkça karşıma gelen, adayların kendini kaptırdığı bir konu; girişkenliği girişimcilik sanmak. Evet evet, girişkenlik.
Girişkenlik
Girişken kelimesi Türk Dil Kurumu tarafından şu şekilde açıklamakta:”Kendi kendine iş, uğraş yaratabilen, bir işe çekinmeden girebilen, başkalarıyla kolayca ilişki kurabilen, girişkin”.
Öte yandan girişimci ise:”Üretim için bir işe girişen, kalkışan kimse, müteşebbis” ve “Ticaret, endüstri vb. alanlarda sermaye koyarak girişimde bulunan kimse, müteşebbis” şeklinde açıklanmıştır.
İşin terminolojisi bir yana dursun, bariz bir yanılgı pazarda limon satmanın girişimcilik olduğu yönünde. Evet belki örnek çok absürt ve zorlama kabul edebilirim fakat temelde bu. Gerçek ise daha çok şu yönde olmalı; ticari kaygılar gözetilmeksizin yapılan herhangi bir aksiyon girişkenlik iken, iş ve paranın önem arz ettiği senaryolar girişimciliktir.
İşin duygusal kısmı ve daha derin anlamlarına henüz girmeden girişimciliği para odaklı göstermek yanlış bunun gayette farkındayım fakat burada parmak basmak istediğim nokta tam olarak da bu.
Ticari Kaygı Güdüsü
Girişken biri projeler geliştirebilir, çeşitli inovatif fikirlere sahip olabilir, insanlarla konuşup yorum alabilir, iletişimler sonucunda işe yarar yol haritaları çıkarabilir, bir takım oluşturabilir fakat iş keyfi bir amaçtan çıkıp ticari bir kaygı güdüdüğü anda, bir girişkenin sahip olması gereken tüm özelliklere ek olarak bir de doğru amaç ve yürütülebilir ortam yönetme yenisi eklendiğinde bir iş modeli girişimciliğe dönüşür. Dolayısıyla her girişimci zaten girişkendir fakat her girişken kişi girişimci değildir.
Somutlaştıralım
Bunu daha somut bir örnekle açıklamak istiyorum. Youtube’da içerik üreten ve para kazanmayı pasif tutan birini düşünelim. Öyle ki her 3 günde bir video üretsin. Ortalama video izlemeleri 50-200 bin arası değişsin. Bu işi keyif duyduğu ve ürettiği içeriğin konusu doğrultusunda yaşam stili bu olduğu için yapabilir. Örneğin okuduğu kitaplar üzerine felsefi yorumlar ve söyleşilerde bulunan, izleyicileriyle düzenli canlı yayınlar yapıp etkileşimi yüksekte tutan biri olsun. Çok farazi bir kanal ve karakter oluşturdum. Siz de rastgele Youtube da dolanan birisiniz ve bu arkadaşın videosuna denk geldiniz. Kanalı kaliteli, kişinin telaffuzunu düzgün, üslubunu net ve anlaşılır buldunuz. Fakat videoları izledikçe aklınıza bir soru geldi, neden reklam yok?
Hakedenin para kazanmasını herkes istiyor zira kişiye ısınıyoruz. Fakat kaliteli işler de yok olmaya mahkum olmasın diye kendini geçindirebilsin, devinimi sağlasın, bir kazanç kapısı olsun istiyoruz. Lakin ki bu hesap ısrarla para kazanmayı açmıyor. Kendisiyle iletişime geçip bunu soranlara ise bu paylaşımları ve içerikleri sadece sevdiği için yaptığını, para ile işi olmadığını söylüyor.
Girişimci bakış açısı akla ilk şu soruyu getirir; Bu iş sürdürülebilir ve maliyetini geçen zaman içinde karşılayabilir doğru iş modeline sahip midir?
İçeriğin üretildiği bilgisayarın çalışma ve eskime payı, bozulma riski, mücbir sebep diyebileceğimiz felaket senaryoları(elektrik kesintisi sonucu bilgisayarın yanması), finansal tahminlerde elektrik faturasının 6 ay, 1 yıl, 3 yıl içinde iyi ve kötü senaryoya göre artış ve azalışının çalışma gücüne (kwh) oranı, içerik üretilirken geçen zaman dilimi içerisinde daha kârlı bir iş yapılıp yapılamayacağı…
Fark Nerede?
Gördüğümüz gibi önce iş devam edebiliyor mu diye sorguladık. Girişken birey ben sadece içerik üretiyim diye düşünürken girişimci 3 yıllık plan yapmak zorunda. Bunu devam ettirmek, kârlılığı arttırmak, kaliteyi arttırmak, hedef kitleyi genişletmek, birden çok uyruğa ulaşmak, şirket satış amacı varsa şirket değeri ve katsayısını arttırmayı hedeflemekte.
Girişken olmak bu işin olmazsa olmazı fakat hemen sonrasında şayet ki girişimciliğe soyunmak istiyorsanız çeşitli eğitimler ve deneyimlere sahip olmanız gerekiyor. Bazı şeyleri yolda öğreniyorsunuz, kimisini acı bir şekilde deneyimliyorsunuz. Girişken birey takımında beraber çalıştığı kişiyle yolları ayırması gerekirken girişimcinin (sert bir tabir olacak belki fakat) çalışanını kovması/istifasını istemesi gerekebiliyor.
Ekstralar
Finans eğitimi, vergilendirme sistemi, hukuk işleyişi, borçlar ve ticaret kanunu, personel yönetimi, iş yönetimi, kriz yönetimi, ortam oluşturma yetisi, yönetici vasfında kalabilmek gibi bir çok parametre devreye giriyor. Bunların bazılarının eğitimi varken (finans, hukuk vs) bazılarını ne kadar makale okusanız da deneyimlemeden asla tadamıyor ve anlayamıyorsunuz (ortam oluşturma).
Son söylemlere gelirken şunu belirtmek isterim, girişken bir kişi tabii ki girişimci olabilir, girişimci kişi zaten doğası gereği girişken olmak zorundadır. Fakat sadece girişken iken çeşitli yarışmalara, kuluçka merkezlerine, fellow programlarına ve projelere başvururken lütfen kendinize bu soruyu sorunuz;”Ben neyden ne kadarım?”